Öğretmenler Odası'na Kısa Bir Bakış
Hani size de olmuştur, bir masada ezilen birini korumaya çalışırken, herkesin sizin üzerinize geldiği.. Bir anda her şeyin sorumlusu olduğunuz... Bildiniz mi? Öyleyse, İlker Çatak'ın Ögretmenler Odası'na hoşgeldiniz!
Kahramanımız Carla'nın yeni çalışmaya başladığı okulda bir süredir devam eden hırsızlık vakaları olmaktadır. Okul idaresi ve öğretmenler özellikle göçmen çocuklardan şüphelenmektedir. Biliyorsunuz ırkçılık bir suç ve Almanya bu konuda oldukça katı. Ee böyle olunca çocukların şikayet etmesinden korkan öğretmenler, çeşitli manipülasyonlarla göçmen çocukları sıkıştırır. Bakın insan demiyorum! Çocuk! O kadar da eminler bir çocuk olduğundan. Bizim öğretmenimiz Carla da çocukların suçsuz olduğunu düşünmekte hatta başkalarından şüphelenmektedir. Gerçeği ortaya çıkarmak için harekete geçen Carla, ceketini sandalyeye asar ve bilgisayarının görüntü kaydını da açık bırakır. Kimin hırsızlık yaptığını merak ettiniz di mi? Ya size "bu daha başlangıç" desem?
İlker Çatak ve arkadaşı bu filmi Alman lisesindeki deneyimlerinden yola çıkarak yazmış. Müzikleriyle, oyunculuklarıyla ve kurduğu dünyayla filmin neden Almanya’nın Oscar adayı olduğunu anlıyorsunuz.
Sinemadan çıktığınızda da doğruyu yaptığınızı zannettiğiniz ama kimsenin faydasına olmayan anlara ufak bir dönüş yapmak zorunda kalıyorsunuz. Filmin zihnimde açtığı soruları konuşmamız içinse, çok daha uzun bir zamana ihtiyacımız var gibi duruyor.
Yapım için hazırladığımız orijinal içeriğimize aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.
https://www.instagram.com/reel/C0CPOeBI1OX/?igsh=aDlkdTJ5NTRtZWFn