"Köln 75" Filmine Kısa Bir Bakış

Vera Brandes'in gerçek bir hikâyesinden ilham alan Köln '75, özgürlüğüne düşkün, enerjik ve son derece girişken 16 yaşındaki Vera'nın etkileyici yolculuğunu konu alıyor. Jazz müziğinin popülerliğini yitirdiği bir dönemde, bu müziğe tutkuyla bağlı olan Vera, her fırsatta konserlere ve festivallere katılarak bu tutkusunu yaşamaktadır. Bir gece gittiği kulüpte, girişkenliği sayesinde tanıştığı bir Jazz müzisyeniyle yaptığı samimi sohbet, ona hiç beklemediği bir kapıyı aralar: Bir Jazz turnesi organizatörü olma teklifi.

Genç yaşına rağmen durmak bilmeyen enerjisi ve kendine olan güveniyle bu teklifi kabul eden Vera, sadece iki yıl içinde müzik sektöründe kendine bir yer bulur. Ancak onun asıl sınavı, bir gece sahnede izlediği efsanevi piyanist Keith Jarrett’ın solo performansıyla başlar. Bu olağanüstü an, Vera’nın içinde büyük bir hayali filizlendirir: Bu performansı geniş kitlelerle buluşturacak unutulmaz bir konser organize etmek.

Ancak hayallere giden yol kolay değildir. Anlaştığı büyük konser salonu yüksek miktarda peşinat istemektedir. Keith Jarrett, hem sağlık sorunları hem de isteksiz tavırlarıyla işi zora sokar. Üstelik konser günü, Jarrett’ın çalmak zorunda kaldığı piyano; akortsuz, bozuk ve sadece bir prova piyanosudur. Üstüne üstlük, biletlerin satılıp satılmayacağı da tam bir muammadır.

Tüm bu engellerin ortasında, Vera’yı ayakta tutan tek bir şey vardır: Kararlılığı. Pes etmeyen ruhu ve "hayır"ı asla cevap olarak kabul etmeyen tutumu...

Jazz müziğin ve gençliğin ve bir "Kadın"ın özgür ruhunu, bitmek bilmeyen coşkusunu muazzam şekilde işleyen film, 4. duvarı yıkan sahneleri ve anlatımıyla biyografiyi ve müziği renkli bir şekilde harmanlıyor.

44. İstanbul Film Festivali kapsamında gösterime giren Köln '75, bir gencin tutkusunun, inancının ve müzik aşkının önünde hiçbir engelin duramayacağını gözler önüne seren, ilham verici öyküsüyle sizi bekliyor.